Dopingin Zararları

İnsanlar yüzyıllardır spor ile uğraşmakta ve her zaman sınırlarını aşmak, yeni rekorlar kırmak peşinde olmuşlardır. Bunun için çeşitli yiyecek içecek denemeleri, meditasyonlar ve farklı antrenman yolları geliştirilmiştir. Fakat gelişen tıp ile beraber kimyasallar kullanılarak bilim adamları fiziksel aktiviteleri arttıran formüller geliştirmişlerdir. Bu dopinglerin temel amacı kanda taşınan oksijen miktarını arttırmak ve buna bağlı olarak fiziksel aktivitelerin sınırını en üst seviyelere taşımaktır. Ancak dopingin zararları olduğu unutulmamalıdır. Güç uğruna ve kazanma psikolojisinin getirdiği hırs ile yapılan bu uygulamalar kesinlikle insan doğasına aykırı ve getirisinden çok zararı olan bir uygulamadır. Kan dopingleri, anabolik steroidler, büyüme hormonu gibi çeşitleri vardır.

dopingin zararları

Dopingin Zararları Nelerdir?

Doping kullanımının başlıca görülen zararları şunlardır:

  • Kısırlık: Vücuda ek olarak doğal olmayan yollardan alınan steroidler testestoron gibi birçok hormon içerebilir. Ve bu hormonlar vücut dengesini bozduğu için sperm üretimi durur ve testisler sağlığını yitirir. Üretilen spermler zayıf ve yetersiz olduğu için sağlıklı bir döllenme gerçekleştiremez. Dopingin zararları arasında yer alan bu durum kısırlığa neden olur.
  • Saç Dökülmesi: Dışarıdan alınan erkeklik hormonu (testesteron) normalde kıllanma ve güç artışına neden olur ama testesteronunda farklı türleri vardır ve dışarıdan alınan testesteronlar saç dökülmesine neden olur. Doğal testesteron olmaması bunun en büyük nedenidir.
  • Sivilce ve Akne Artışı: Dışarıdan alınan hormonlar yağ yakmayı da etkilediği için vücutta akne görülmeye başlar. Bu da oldukça kötü bir görüntü oluşturur.
  • Kalp Krizi: Alınan doping kan dolaşımını etkiler ve daha fazla dokuya oksijen taşınmasını sağlar. Özellikle de kan dopingi olarak adlandırılan türde sporcunun önceden alınan kanının tekrar enjekte edilmesi nedeniyle vücuttaki kan miktarı da artış gösterir. Bu kalbin aşırı yorulmasına neden olur, ayrıca alınan hormonlar kalp büyümesini de tetikler. Kalbin aşırı çalışması da dopingin zararları nedeniyle kalp krizine de neden olabilir.
  • Tümör Oluşumu: Vücuda alınan steroidler ve hormonlar kişinin vücudunda hücresel bozulmalara neden olur böylece istenmeyen bozuk hücre çoğalmaları zamanla büyüyerek iyi veya kötü huylu tümörlere sebep olabilirler.
  • Kadınlarda Adet Düzensizliği: Doping ve steroid kullanan kadınların adet döngülerinin bozulduğu veya olmadığı gözlenmiştir. Ayrıca kas kütlelerinde de aşırı bir artış görülür.
  • Karaciğer Yetmezliği: Vücudun proteinleri daha hızlı sentezlemesi için alınan steroidler ve ilaçlar karaciğere yüklenir. Normalde bir insanın kapasitesinin 2-3 katı daha fazla vücuduna yüklenen steroid kullanıcısı daha fazla gelişmek için karaciğerini tehlikeye atmış olur.
  • Kardiyovasküler problemler: Doping ilaçları kan basıncını, kalp atış hızını ve kalp krizi veya felç riskini artırabilir. Bu riskler, birden fazla  doping kullanan veya bunları uzun süre kullanan sporcularda artar.
  • Hormonal dengesizlikler: Birçok doping maddesi, vücuttaki hormon seviyelerini değiştirmek için tasarlanmıştır ve bu da bir dizi fiziksel ve zihinsel sağlık sorununa yol açabilir. Erkeklerde bu, doğurganlığın azalmasına, testis atrofisine ve iktidarsızlığa yol açabilir. Kadınlarda adet düzensizliklerine, kısırlığa ve erkeksi özelliklere neden olabilir.
  • Psikolojik sorunlar: Doping kullanımı, ruh hali değişimleri, saldırganlık ve depresyon gibi bir dizi psikolojik soruna da yol açabilir.
  • Bağımlılık: Bazı sporcular doping kullanımına bağımlı hale gelir ve bu da daha fazla sağlık sorununa ve kariyerlerine zarar verebilir.

Sağlığa zararlarının yanı sıra sporda doping kullanımı etik dışı kabul edilir ve sporcular için yasal ve mesleki sonuçlara yol açabilir. Doping kullanımı çoğu spor organizasyonu tarafından yasaklanmıştır ve diskalifiye, para cezası ve hatta cezai suçlamalarla sonuçlanabilir.

Geçmiş Tarihte Doping Kullanımı

Performans arttırıcı maddelerin veya dopingin kullanımı, eski uygarlıklara dayanan uzun ve karmaşık bir tarihe sahiptir. Antik Yunanistan’da sporcuların performanslarını artırmak için mantar ve halüsünojenler de dahil olmak üzere çeşitli maddeler tükettikleri biliniyordu.

Sporda doping kullanımı, profesyonel bisiklet ve diğer dayanıklılık sporlarının ortaya çıkmasıyla 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında daha yaygın hale geldi. 1900’lerin başında bisikletçiler, uzun yarışlarda uyanık kalmalarına ve odaklanmalarına yardımcı olmak için kafein ve diğer uyarıcıları kullanmaya başladılar.

1920’ler ve 1930’larda amfetaminler, özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde sporcular arasında giderek daha popüler hale geldi. Bu maddeler enerjiyi artırmak, yorgunluğu azaltmak ve konsantrasyonu artırmak için kullanıldı ve beyzbol, futbol ve atletizm dahil olmak üzere çeşitli spor dallarında yaygın olarak kullanıldı.

1950’lerde ve 1960’larda, anabolik steroidlerin kullanımı, özellikle halter ve vücut geliştirmede daha yaygın hale geldi. Bu maddeler başlangıçta kas kaybı gibi tıbbi durumların tedavisine yardımcı olmak için geliştirildi, ancak kısa süre sonra rekabet avantajı elde etmek isteyen sporcular tarafından benimsendi.

1960’lar ve 1970’ler ayrıca, sporcuların kendi kanlarını çıkarıp depolayacakları ve ardından vücutlarındaki kırmızı kan hücrelerinin sayısını artırmak için yarışmadan önce tekrar enjekte edecekleri bir teknik olan kan dopinginin gelişimini gördü. Bu, sporcuların dayanıklılıklarını ve dayanıklılıklarını geliştirmelerine izin verdi.

Doping, 1980’ler ve 1990’lar boyunca, çok çeşitli spor dallarındaki sporcuların çeşitli yasaklı maddeler ve teknikler kullanmasıyla yaygın bir sorun olmaya devam etti. Buna karşılık, spor organizasyonları daha katı uyuşturucu testi programları uygulamaya ve doping kullanırken yakalanan sporcular için cezaları artırmaya başladı.

Bu çabalara rağmen sporda doping kullanımı günümüzde kalıcı bir sorun olmaya devam etmektedir. Sporcular, genellikle karmaşık ve tespit edilmesi zor şekillerde bir dizi yasaklanmış madde ve teknik kullanmaya devam ediyor. Bununla birlikte, temiz yarışan ve kendini adil oyuna ve sportmenliğe adamış birçok sporcu da var.

Sporda dopingle mücadele çabaları gelişmeye devam ediyor, kuruluşlar ve hükümetler daha güçlü uyuşturucu testi protokolleri uygulamak, doping kullanırken yakalananlar için cezaları artırmak ve temiz bir rekabet kültürünü teşvik etmek için birlikte çalışıyor. Sonuçta, adil rekabet etme ve sportmenlik ve adil oyun değerlerini koruma seçimini yapmak sporcuların kendilerine kalmıştır.

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir