Nükleer Tıp Zararları

Nükleer Tıbbın Zararları

Nükleer tıp, kan dolaşımına enjekte edilen, yutulan veya solunan  radyoaktif madde kullanılmaktadır. Radyoterapör denilen radyoaktif madde inceleme yapılacak alan boyunca dolaşır ve vücudun görüntülerinin özel bir kamera veya bilgisayar tarafından algılanan ışınları vererek  görüntülenmesi , tanımlanması ve teşhis konulmasını sağlayan bir bilim dalıdır. Nükleer tıp görüntüleme,diğer görüntüleme yöntemlerini kullanarak elde edilemeyen eşsiz bir bilgi sağlamakta ve erken evrede hastalığın tanısının konmasına imkan vermektedir.Yani  başka hiçbir görüntüleme yöntemi ile sağanamayan bilgilere ulaşmayı mümkün kılmaktadır. Ayrıca kolay ve rahat bir tedavi imkanı sağlamaktadır. Bu nedenle nükleer tıp taraması yapılmaktadır.

Nükleer tıpta tedavi maksatlı radyoaktif maddelerden istifade edilmektedir. Tedavi amacıyla vücuda verilen radyoaktif maddeler beta ışını yayarak içine girmiş olduğu tümör veya istenmeyen dokuları yok etmeye yardımcı olmaktadır. Nükleer tıpta kullanılan radyoaktif maddelerdeki radyasyon oranı genel olarak çok düşüktür. Bu oranda kullanılan dozların insan sağlığına önemli ölçüde olumsuz bir etkisinin olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca nükleer tıpta kullanılan radyoaktif maddelerin alerjik yan etkileri de yok denecek derecededir.İnsan yaşamı süresince doğal veya doğal olmayan kaynakklardan dolayı düşük dozda olsa dahi sürekli olarak radyasyona maruz kaldığı bilinen bir gerçektir. Özellikle son yıllarda gelişen teknolojini etkisiyle 7’den 70’ e tüm insanlar için vazgeçilmez hale gelen cep telefonları, tabletler, bilgisayarla, televizyonlar doğal olmayan radyasyon kaynaklarında ilk sırada yerlerini almaktadır. Nükleer tıp ile ilgili yapılan işlemlerde de alınan radyasyon miktarı bu yapay kaynaklardan aldığımızdan çok da az olduğu söylenemez. Ayrıca röntgen filmlerinde hastanın maruz kaldığı radyasyon miktarı ile nükleer tıpta verilmiş olan radyasyon miktarı karşılaştırıldığında daha az veya eşit olduğu ortaya çıkmıştır. Bu şekilde sintigrafinin zararları varmıdır sorusu da yanıtlanmış olmaktadır.

Nükleer Tıp uygulamalarında ‘Gama ışını’ kullanılarak işlem yapılmaktadır.Gama ışını insan vücudunda olan gama ışınlarını görüntüye çevirmektedir. Elde edilen bu fonksiyonel görüntüleme işlemi Sintigrafi olarak bilinmektedir.Bu tarama ile kalp, kemik, böbrek  ve tiroid sintigrafisi yanısıra PET yöntemi ile de yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.Kanser, enfeksiyon, beyin hastalıkları, yaşlılık dolayısı ile ortaya çıkan bazı problemler ve belirtmiş olduğumuz diğer hastalıklar için nükleer tıp tetkikleri hastalığın olup olmadığına ilişkin en sağlıklı bilgiyi vermekte ve hastalık mevcut ise hangi aşamada olduğunu belirlemede yardımcı olmakta ve hatta bazı hastalıklarda ise tedaviye yönelik girişimler yapılmasına katkı sağlamaktadır.

Sintigrafi çekilmeden önce yapılması gerekenler;

  1. Kıyafet seçimine dikkat edilmeli. Rahat ve ağır olmayan giyisiler tercih edilmeli.
  2. Çay, kahve ve sigara içilmemeli.
  3. Topuklu rahatsızlık veren ayakabılar yerine ayakların rahat ettiği ayakabılar tercih edilmeli.
  4. Sintigrafi işleminden en az dört saat öncesine kadar herhangi birşey yenmemeli, test aç karnına uygulanmalıdır.

Sintigrafi çekildikten sonra yapılması gerekenler;

 

  1. Toprakla temas etme imkanı bulanlar için vücuttaki zararlı enerjiden kurtulmak mümkün olabilir.
  2. İşlem uygulandıktan sonraki iki gün iyot içeren gıdalardan uzak durulması gerekmektedir.
  3. İşlem uygulandıktan sonra iki gün içerisinde normal yaşantıya geri dönülebilmektedir.
  4. Çevredeki insanlarla yakın temas içerisine girilmemelidir.
  5. Test yapıldıktan sonra bir iki gün eğer evli iseniz birkaç gün ayrı yatmak gerekmektedir.
  6. Bol sıvı tüketmek gerekir ve sık idrara çıkıldığında vücuttan atılması daha kolay olmaktadır. İdrarın hiiçbir yere temas etmemesine özen gösterilmeli ve eger teninize değmiş ise mutlaka bol sabunlu su ile temizlenmesii gerekmektedir.
  7. Tuvalete girdikten sonra sifonu birkaç kez çekmekte fayda vardır.
  8. Altmış yaş üstü kişilerde radyasyondan etkilenme oranı çok düşüktür bu nedenle bu yaş üstü kişilerle herhangi bir temas kurmak bir risk teşkil etmemektedir.

Nükleer Tıp Faydaları

  • Birçok hastalıkta nükleer tıp taraması teşhis koymak gerekli görüldüğü takdirde tedavi şeklini belirlemek için gerekli olan en yararlı bilgileri vermektedir.
  • Nükleer tıp uygulamasından faydalanmanın maliyeti daha düşüktür ayrıca keşif ameliyatından daha kesin ve net bilgiler vermektedir.
  • Nükleer tıp muayenesi diğer görüntüleme yöntemleri kullanılarak erişilemeyen hem fonksiyon hemde anatomik yapılar hakkında daha ayrıntılı bilgiler içermektedir.
  • Lezyonların iyi veya kötü huylu olup olmadıklarını saptamakta ayrıca en iyi biyopsi yerini belirlemektedir.
  • Nükleer tıp en erken aşamada yani semptomlar ortaya çıkmadan evvel veya diğer tanı testlerinde ortaya çıkan anormallikler olduğunda hastalığı belirleme iimkanıı sunmaktadır.
  • PET taramaları , radyasyon tedavisi planlamasında kullanılacak ek bilgileri temin edebilmektedir.
  • Nükleer tıpta yapılan tetkikler sonucu elde edilen veriler sayısaldır yani bir sonraki tetkik sonrasında karşılaştırma yapmaya imkan vermektedir.
  • Hastaya zarar vermez, rahatsızlık vermez ve yan etkisi bulunmamaktadır.

Nükleer Tıp Zararları

  • Radyofarmasötikler alerjik reaksiyonların oluşumuna neden olabilmektedir. Ancak bu durum oldukça nadiir olarak yaşanmaktadır ve genellikle hafif bir şekilde atlatılır. Ayrıca Nükleer tıp personeline varsa eger alerjik bir hassasiyet mutlaka söylenmeli ve daha önce olduysa nükleer tıp muayenesinde meydana gelmiş olan sorunlardan haberdar etmek gerekmektedir.
  • Radyoterapi enjeksiyonu hafif ağrı ve kızarıklıklara neden olabilmektedir.
  • Nükleer tıpta kullanılan prosedürler beş yıldan fazla süredir kullanılmakta olduğu için bu tür düşük doza maruz kalmanın uzun vadede ortaya çıkabilecek olan olummsuz etkileri bilinmemektedir.
  • Hamile olma ihtimali var ise veya emziren kadınların mutlaka doktoruna veya radyoloji teknisyenine bu konuda bilgi vermelidir ve onlar tarafından yapılan uyarılar kesinlikle göz ardı edilmemelidir.
  • Uygulanan radyoaktif maddelerin dozları çok düşük olduğu için tanı amacı ile yapılan nükleer tıp işlemlerinde radyasyona maruz kalma oranının nisbeten düşük olması teşhis muayeneleri için makul düzeydedir. Yani bu da demek oluyor ki radyasyon riski sağlamış olduğu potansiyel faydalarla kıyaslandığında oldukça düşüktür.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir