Betonlaşmanın Zararları
BETONLAŞMANIN ZARARLARI
İnsanoğlu var olduğu zamandan beri bir takım şeylerin inşası içindedir. Bunlar kimi zaman barınmak için kimi zaman daha kaliteli yaşayabilmek adına yapılmaktadır. Fakat endüstrinin gelişmesiyle birlikte yapılan bu yapıların, gerek kullanılan malzemelerinde gerekse yapım şekliyle bir takım olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Hayat kalitesini artırmak için yapılan tüm yapılar insanlara betonlaşmanın zararları olarak geri dönmüştür.
Betonlaşmanın Zararları Nelerdir?
- Çevreye karşı yapılan büyük bir haksızlıktır. Şehirlerde her yerde yüksek binalar var olmaya başlamıştır. Bu binalar doğal ortamdan çalınarak yapılmaktadır. Yeşillik alanlar kesilip tahrip edilerek, parklar yıkılarak ve ortamın doğal yapısı bozularak binalar, fabrikalar, köprüler ve yollar yapılmaktadır. Elbette doğanın bu yapılara karşı aldığı intikamda çok sert olmaktadır.
- İnsan psikolojisi üzerinde yıkıcı etki yaratmaktadır. Çok büyük şehirlerde yaşayan insanların genel olarak bir bunaltı yaşamaktadırlar. Yüksek binaların varlığının insanlara nefes alma ortamı yaratmayışı, gürültü kirliliği ve kirli hava sağlığı kötü etkilerken psikoloji üzerinde de olumsuz etki yaratmaktadır. Aslında hayat kalitesini artırmak amaçlı yapılan bu yapılar aksine bu kaliteyi düşürerek insanların taş bloklar arasına sıkışmasını sağlamaktadır.
- Tarım alanları ve hayvancılığın sonunu hazırlar. Ülkemiz için betonlaşmanın zararları denildiğinde akla en sık gelen sorun tarım alanlarının yok olmasıdır. Üretim için en gerekli şey olan tarım alanlarına yapılacak yapılar üretimin durmasına sebep olmaktadır. Buna ek olarak hayvancılık için gerekli olan otlak arazilerinde büyük şirketler tarafından ya da devlet tarafından alınıp inşaatlara başlanması özellikle büyük baş hayvancılık için çok büyük tehdittir.
- İklim üzerinde değişiklik yaratmaktadır. Mevsimlerde ısı değişikliklerine sebep olan betonlaşma aslında büyük şehirlerde yaşayan insanların kolaylıkla farkettiği bir durumdur. Gün boyunca enerji toplayan yollar, binalar ve birçok yapı bu en erjilerini ısı olarak insanlara yansıtmaktadır. Bina yoğunluğu yüksek olan ve gelen güneş ışınlarını içine hapseden yapılara göre açıklık alanların daha serin olduğu bir gerçektir.
- Eskiden doğadan gelen malzemeler doğaya dönebilirdi. 21. yy’ da geri dönüşümün dünyamızın sürdürülebilir oluşu açısından çok önemli olduğu bir gerçektir. Bu konuda eski zamanlarda tüm yapılar kerpiç, ahşap ve taş gibi organik malzemelerden yapılırdı. Herhangi bir yıkılma durumunda doğa kendi içine bu malzemeleri geri alırdı. Fakat artık inşaat işlemlerinde yeni ve doğaya zararlı olabilecek malzemeler kullanılmakta. Bu hem geri dönüşümü engellemekte hem de doğaya ve gelecek nesillere büyük zararlar vermektedir.