İsrafın Zararları
İslam dini, insanlar ve yaratılmış bütün canlılar için iyiliği emretmektedir. Faydalı olmak için sergilemiş olduğumuz her davranış bizim dinimizde kutsaldır. İslamın ana esaslarından birisi iktisattır bunun zıttı ise israftır. İsraf kelime anlamı itibari ile her türlü imkan ve kaynağı boşuna harcamak, bir malı islami ölçülere aykırı olarak Allahın hoşlanmadığı yerlerde harcamak manalarına gelmektedir.
Kullanmış olduğumuz kaynaklar ebedi değildir aynı zamanda yalnızca bizlerin tekeline sunulmuş olan varlıklar da değildir. Yalnızca para ve mal olarak düşünmemeliyiz zaman, sağlık, kullanmış olduğumuz doğal kaynaklar, tüketmiş olduğumuz su kaynakları ve bunların sayısını da arttırmak mümkündür. Bizlerin şuan ki imkanları bunları elde etmemize elverişli olması yarın da aynı imkanlara sahip olacağımız anlamına gelmemektedir. Ülkemizin konum itibariyle her türlü güzelliklerle donatılmış olması tarım yapmaya veya hayvancılıkla uğraşmaya elverişli olması ve bizim burada doğmuş olmamız bu sunulan imkanların yalnızca bize ait olduğu anlamına gelmemektedir. Açlık ve susuzluk çeken milyonlarca insan veya canlı varken bizlerin bu konuda düşüncesizce savurganlık etme hakkı yoktur. Bilakis elimizdeki güzellikleri paylaşıyor olmak hem Rabbimizin hoşuna gider ve nimetinin bereketini arttırır ve de paylaşmış olduğumuz ihtiyaç sahibi insanlar bu durumdan hoşnut olur.
Günümüzde yetişen gençlik bu güzel davranışlardan yoksun yetişmekte. Herkes bir modadır peşine düşmüş yalkalamak için birbiri ile savaş içerisinde teknoloji dersek hakeza yine aynı şekilde. Herkes kendisi için yaşamanın derdine düşmüş, herkes geçici dünya hevesleri ile mutluluk peşinde. Oysa bizim evlerimizde ekmek dahi pişse komşuya kokusu gitmiştir ona da götürelim diye düşünen ailelere sahiptik.Sahi ne değişti? Ne oldu bize de bu geçici dünyanın cazibesine bu kadar kaptırdık kendimizi?
Hala değil normal zamanda kışın kar yağdığında yada bayram sabahlarında terlikleriyle dolaşan masum çocuklar varken bizler için dolaplar yetmez oldu ayakkabılarımızı saklayacak. Korkudan koku gitmiştir canları çeker diye evde kimse yemeden pişen yemek yan komşuya götürülürken sosyal medyada boy boy sofralarda çeşit çeşit yemek resimleri yayınlanıyor bakın biz neler yiyoruz dercesine hamile yada çocukların canının isteyebileceği umursanmadan. Hem yalnızca yemek içmek te değil saatlerce oturup tv karşısında yada telefon ellerde vakit geçirilebiliyor her gün rutin olarak sanki bunu yapmak için verilendirilmişiz gibi. Yapılması gereken bir yardım yada yapmak zorunda olduğumuz vazifeler aklımıza gelincede ben çalışıyorum çok yoruluyorum cevabını vererek kendi kendimizi kolayca kandıra biliyoruz çoğu zaman.
Bizler için az olan ihtiyaç sahibi için yeterli olabilir, bizlerin sıkıldığımız için değiştirdiğimiz eşyalar ihtiyaç sahibi için çok elzem olabilir, beğenmediğimiz yemekler onlar için çok lezzetli olabilir, israf ettiğimiz bolca harcadığımız sular onlar için hayat olabilir… Peki bu kadar vurdumduymaz yaşamanın sonu hiç gelmeyecek mi? Verilen nimetlerin hesabı bizlerden sorulmayacak mı neden paylaşmadın yada vermedin denmeyecek mi bir gün bize. Çok geç olmadan hayatımıza çeki düzen vermeliyiz. Dünya yalnız zenginlerin yada varlık sahiplerinin olmadığının farkına varmalıyız ve bilmeliyiz ki bir gün ömür sermayemiz de bitecek faydalı olan her şey bizler için nasıl güzellikler getirecek bilemeyiz.