İşlenmiş Gıdaların Zararları
İşlenmiş Gıdaların Zararları
Gün içerisinde tükettiğimiz çoğu gıda işlenmiştir. Örneğin süt içilebilecek duruma gelmesi için ısı verilerek işlenir veya kültür ilavesi yapılarak yoğurda mayalanabilir. Çalkalayarak tereyağı oluşturulabilir. Bunların hepsi birer işleme yöntemidir. Fakat artık eski düzen işleme yöntemleri yerine fabrikasyon işleme yöntemleri kullanılmaktadır. Normal işlenmiş bir süt uygun koşullarda en fazla 3-7 gün arası bozulmadan saklanabilir. Fabrikasyon işlemede ise bu maddi zararlara yol açabilmekte ve bu zararın önüne geçebilmek için raf ömrünü uzatan kimyasallar eklenmektedir. İşte bu kimyasallarla birlikte işlenmiş gıdaların zararları oldukça artmaktadır.
İşlenmiş gıdaların zararları nelerdir?
- İşlenmiş gıdalar yüksek şeker içerir: İşlenmiş gıdalar mısır yüksek eker ve yüksek fruktozlu mısır şurubu içermektedirler. Şeker fazla tüketildiğinde ciddi zararlar verebilir. Herhangi bir temel besin içermeyen şeker yüksek miktarda enerji verir. Şeker, zararlı kolesterol seviyesinde artışa ve karaciğer, karın boşluğu gibi kısımlarda aşırı yağlanmalara neden olarak metabolizma üzerinde yıkıcı etkilerde bulunmaktadır. Aynı zamanda kalp hastalıkları, diyabet, obezite ve kanser gibi hastalıklara neden olması da işlenmiş gıdaların zararları arasında yer almaktadır.
- Yeme isteği uyandırırlar: Normalde beyin, besine ihtiyaç duyduğunuzda sizi uyararak yemek yemeniz gerektiğini iletir. Fakat bazı işlenmiş gıdalar sizde iştah arttırıcı ve yeme arzusu yaratan etkiler bırakmaktadır. Firmalar bu etkileri sağlamak için ürünün rengini, şeklini, kokusunu ve bu tarz özelliklerini geliştirmek için büyük miktarda paralar harcamaktadırlar. Bu sisteme beyinde ‘’ödüllendirme’’ mekanizmasını çalıştırma denmektedir.
- Birçok kimyasal madde içerirler: Hazır gıdaların zararları, içeriğindeki kimyasallardan da kaynaklanmaktadır. İşlenmiş gıdalar genellikle koruyucular, renklendiriciler, lezzet arttırıcı aromalar, tekstür oluşturucular gibi kimyasal maddeler içermektedirler.
- Bağımlılığa neden olurlar: Bazı kimyasal içerikler gıdalarda bağımlılıklara neden olabilmektedir. Bu kimyasallar bazı firmalar için sır teşkil edebilmekte ve kendilerine özgü tat ve aromalar vermektedir. Sizde içtiğiniz bir içeceğin veya yediğiniz bir yiyeceğin eşi olmadığına ve sadece onu tüketince haz aldığınıza inanabilirsiniz. Bu beyninizin biyokimyasal olarak etki altında olduğun anlamına gelebilir.
- Rafine karbonhidrat içerirler: Karbonhidratlar vücudumuzun en önemli enerji kaynaklarındandır. Fakat rafine karbonhidratlar işlenmiş gıdaların zararları konusunda bizi bir kez daha uyarmaktadır. Bunlar kan şekeri ve insülin düzeyinde ani yükselmelere neden olurlar. Aynı zamanda sindirim sistemi bozukluklarına neden olurlar. Daha erken açlık hissi vererek kilo almanıza neden olabilirler.
- Normal gıdalara göre düşük besin değeri içerirler: İşlenmiş gıdalar yüksek miktarda besin değeri kaybederek vücudun ihtiyacı olan bileşenlerden yoksun hale gelebilirler.
- 7-Düşük lif içeriğine neden olur: Liflerin vücudumuz için probiyotikleri arttırması, karbonhidrat emilimini yavaşlatarak uzun süreli tokluk hissi, kabızlığı önlemesi gibi birçok yararı vardır. İşlenmiş gıdalar ise lif bakımından fakirdirler. Bu tokluk hissinin önüne geçilmek ve daha fazla tüketilmek için yapılabilmektedir.
Sağlıksız rafine yağlar içerirler: Ürünlerin rafine yağlarda ve aynı yağ uzun süreli kullanılarak üretilmesi işlenmiş ürünlerin zararlarında artışa neden olmaktadır. Rafine yağlar kalp ve damar hastalıklarına da davetiye çıkarmaktadır.