Şeker Yüklemesinin Zararları
Şeker Yüklemesinin Zararları
Son dönemlerde hekimler arasında çıkan fikir ayrılıkları anne adaylarının sıkıntılı bir süreç yaşamalarına neden olmaktadır. Hamileliğin 24-28 haftaları arasında yapılan şeker yükleme testinin hamilelik ve bebek için olumsuz etkilerinin gündeme gelmesi ve bu konuda olumlu – olumsuz birçok düşüncenin özellikle gündüz kuşağı programlarında ifade ediliyor olması anne adaylarının aklını bir hayli karıştırmış durumdadır.
Şeker yüklemesi zararlarına geçmede öncelikli olarak Gebelik şekeri nedir? ve Nasıl tespit edilir ? sorularının yanıtlarını hep birlikte inceleyelim; anne adaylarında gebelik öncesinde şeker hastalığı olmasa dahi gebelik döneminde kanda şeker yani inisülin seviyesinde dengesizlikler olabilir. Bu durum anne adayında gebelik şekeri olma ihtimalini ortaya koyan bir gelişmedir. Gestasyonel Diyabet olarak da bilinen bu durum hamileliklerde %3 ila %10 oranında görülmektedir. Gebelik döneminin 24-28 haftaları arasında yapılan şeker yükleme testi sonucunda bu sorunun olup olmadığı tespit edilmektedir. Testin yapılışı ise şu şekildedir ; anne adayına 50 gr. Glikoz içirilir ve bir saat sonra kandaki glikoz oranları kontrol edilir. Eğer glikoz oranı 140 mg/dl altında çıkarsa anne adayında gebelik şekeri riski olmadığı ortaya çıkmış olur fakat glikoz oranı bu değerin üzerinde çıkarsa 3 saat süren 100 gr. Glikozla bu test devam eder 3 saat sonunda annede gebelik şekerinin olup olmadığı kesin olarak belirlenmiş olur.
Şeker yükleme testi neden yapılmalıdır diye soracak olursak eğer onu da şu şekilde ifade etmek mümkündür; Şeker hastalığı hamilelikte veya hamilelik öncesinde anne adayında var olması hem bebek hem anne için büyük risk teşkil etmektedir. Kan şekeri seviyesi ne derece düzenli olursa diyabet nedeniyle ortaya çıkabilecek olan riskli durumlar bir o kadar azalacaktır. Bu durumun netlik kazanması ve ortaya çıkarılabilmesi için şeker yükleme testinin yapılması ve gerek görüldüğü takdirde uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde düşük yapma ihtimali , gebelik zehirlenmesi,erken doğum riski, yüksek tansiyon gibi sorunların artması kaçınılmaz olabilmektedir. Bu durum gebelik öncesinde şeker hastası olanlar için daha yüksek oranlarda olmakla birlikte takibinin yapılıyor olması riskleri minimuma indirecektir. Gebelik öncesinde şeker hastalığı bulunan kadınlarda gebelik döneminde kan şekerini kontrol altında tutmak biraz daha güç olabilmektedir. Bu nedenle şeker hastası olan hamilelerin düzenli olarak kontrol altında tutulması, uygun tedavi ve beslenme şekillerine de dikkat edilerek hamilelik sürecini tamamlaması gerekmektedir.
Şeker yükleme testinin riskleri var mıdır? Varsa bunlar nelerdir? Uzmanların ifadeleri doğrultusunda bu testin uluslararası kabul görmüş bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz. Bu test için verilen 50gr-75gr şekerin bebekler için zehirleyici bir etkisinin bulunmadığını hatta yenilen çikolatalardaki şeker oranının bu test için yapılan yüklemeden daha fazla olduğunu söylemek mümkündür. Damar yolu açılarak şeker yüklemesinden sonraki kan şekeri seviyelerinin ölçülmesi işleminin herhangi bir zararı yoktur.
Gebelik döneminde şeker hastalığının riskleri ise; gebeliğin ilk aylarında gelişmekte olan bebeğin özellikle beyin ve kalbinde bazı problemlere neden olmaktadır, veya düşük yapma ihtimalini güçlendirmektedir.gebeliğin ortasında veya son aylarında ise fazla yeme ihtiyacı ve akabinde bebeğin normalden fazla kilo alması ve iri doğmasına neden olmaktadır. buna bağlı olarak ta iri bebekler hem doğum öncesinde hemde doğum esnasında sorunlar yaşamaktadır. Normal olabilecek doğumun sezaryenle olması gerekebilir veya doğum işlemi normalden daha uzun sürebilir, doğum travması meydana gelebilir.anneden gelen yüksek oranda şeker bebekte de inisülin oranının fazla olmasına neden olabilir. Doğum sonrası kordon kesildiğinde ise ani kan şekeri düşmesi bebekte hipoglisemik sara nöbetlerine neden olabilir. Bu nedenle erken teşhis ve uygun tedavi önem arz etmektedir.
Şeker yüklemesi testinin yapılması gerektiği veya yapılmaması gerektiği konusunda çelişkili bilgiler olduğunu söylemiştik. Prof. Dr. Canan Karatay da şeker yüklemesi testinin kesinlikle yapılmaması gerektiğini savunan ve hatta ilk olarak ortaya atan isim.gebelik şekerini önlemenin en önemli yolu hamileliğin ilk aylarından itibaren anne adayının iyi takip edilmesi ve aşırı kilo almasını engellemek olduğunu ifade etmektedir.anne adayının karbonhidrat ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak birkerede anneye yüklenen şekere ihtiyacı yoktur hatta anneye yüklenen 100 gr şekerin plasentaya ve bebeğe zarar verdiğini ifade etmektedir.
Karatay yüklenen şeker bildiğimiz çay şekeri bazı devlet hastanelerinde ise hazır mısır şurubu şekeri şeklinde içirildiğini ve bunun da diğer şekerden hem anne hem bebek hemde plasenta için tehlikeli olduğunu ifade etmektedir. Bu nedenle erken doğumların meydana geldiğini , hasta olarak doğduklarını söylemektedir. Hamilelerde inisülin yükselmesine, triğliserit değerlerine bakmalılar. Bu söylediklerimiz şeker metabolizmasının bozulduğunu gösteren ciddi derecede önemli kimyasal değerlerdir. D vitaminin düşük oluşu şeker metabolizmasının bozuk olduğunu göstermektedir. Bu gebeye şeker yüklemek zararlıdır, erken doğum nedenidir. Şeker yüklemesi eskiden yoktu ve yaklaşık son 10 yıldır rutin olarak yapılmaya başlanmıştır. Jinekoloji derneğinin verilerine göre ise erken doğum, sezaryen ve yoğun bakımda kalma oranları bu süreçte %10’dan fazla arttığını ifade etmektedir.Bu oranlar Avrupa ortalamasında ilk sıralarda yer almaktadır. Bunun nedeni olarak ise yapılmakta olan şeker yüklemesini göstermektedir. Şeker yüklemesinin zararları hakkında bir çok görüş bulunmaktadır
Başka bir hekim ise Karatay’a atıfta bulunarak ; Karatay sayesinde şeker yükleme testi yaptırmayan gebeler için doğum zamanları yaklaşmaktadır. Daha şimdiden suyu fazla olan veya kilosu sorunlu olan bebekler tespit etmekteyiz. Yakında doğmadan ölen , şeker probleminden dolayı erken doğan ve doğumda sakat kalan çocukları göreceğiz şeklinde açıklamalar yapmaktadır. Ayrıca şeker testi yaptırmayan anne adaylarının ise bu tercihlerinden sonra bilinçli davranarak en azından kendilerinde şeker hastalığı varmış gibi diyet ve egzersizler yapması ve açlık-tokluk şekerlerini sık sık ölçtürmeleri gerekliliğini vurgulamaktadır.
** Anne adaylarının doktorlarının yönlendirmesi doğrultusunda kontrol sürecini takip ederek ve onun vermiş olduğu tavsiyeleri göz önünde bulundurarak bu konuda karar vermelerini, şeker yüklemesi yaptırmayı riskli bulanların ise bu konuda daha hassas davranarak gerekli olan testlerini, egzersiz ve diyetlerini ihmal etmemelerini ve doktorunun yönlendirmelerini dikkate almalarını önemle arz ediyoruz.